TÜRK EDEBİYATINDA DÖNEMLERİN ÖZELLİKLERİ

  1. İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI
  2. SÖZLÜ EDEBİYAT (DESTAN DÖNEMİ)
  3. Sözlü bir edebiyattır ve anonimdir.
  4. Nazım birimi dörtlüktür.
  5. Ölçü, mili ölçümüz olan hece ölçüsüdür.
  6. Yarım uyak kullanılır.
  7. Sav, sagu, koşuk ve destan gibi türler vardır.
  8. Şairlere şaman, kam, baksı, ozan ve oyun adı verilirdi.
  9. Şiiler kopuz eşliğinde söylenirdi.
  10. Yabancı dillerden çok az sözcük vardır.
  11. Daha çok doğa, aşk, ölüm, kahramanlık gibi temalar işlenmiştir.
  12. Yerli bir edebiyattır.
  • YAZILI EDEBİYAT
  • Göktürk ve Uygur yazıtları bu dönemin ürünleridir.
  • Göktürk Yazıtları
  • Göktürk yazıtları Türk edebiyatının ilk yazılı metinleridir.
  • Günümüzde Moğolistan sınırlarında buluna Orhun Vadisi’nde yer almaktadır.
  • 38 harfli ilk Türk alfabesi olan Göktürk alfabesi ile yazılmıştır.
  • Üç kitabeden oluşur.
  • Türk edebiyatının ilk yazılı belgeleri, ilk tarihi belgeleri, ilk nutuk, Türk adının geçtiği ilk kaynak, Türk alfabesinin kullanıldığı ilk eser olarak tarihe geçer.
  • Kül Tigin, Bilge Tonyukuk ve Bilge Kağan için yazılan bu kitabeler II. Köktürk dönemine aittir.
  • İlk olarak Danimarkalı Thomsen tarafından ookunmuştur.
  • Uygur Yazıtları:
  • 14 harfli Uygur alfabesiyle yazılmışlardır.
  • Mani ve Buda dinine ait dini metinlerdir.
  • Kalyanamkara ile Papamkara hikâyesi, Altun Yaruk, Sekiz Yükmek ve Irk Bitig bu döneme ait eserlerdir.
  • İSLAMİYETİN ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI

Türklerin İslamiyet’i kabulüyle Türk edebiyatı çok farklı bir alanda gelişmeye başladı. Hem dil, hem nazım şekli, hem tema bakımından değişen Türk edebiyatında öncelikle bir geçiş dönemi yaşanmıştır. 11. ve 12. Yy.larda İslamiyet’in etkileri kendini hissettirmeye başlamıştır. Bu dönemde yazılan eserler yazılma tarihine göre şunlardır:

  • Kutadgu Bilig
  • Divan-ı Lügati’t-Türk
  • Atabetü’l Hakayık
  • Divan-ı Hikmet

          Daha sonra İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı iki ayrı kolda gelişmeye başladı.

  1. Halk Edebiyatı
  2. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı’nın devamı olarak kabul edilir.
  3. Sade Türkçe ile söylenir. Ama artık Arapça ve Farsça sözcükler de kullanılmıştır.
  4. Sözlüdür. Şairlerin şiirlerinin toplandığı deftere cönk adı verilir.
  5. Hece ölçüsü kullanılır.
  6. Nazım birimi daha çok dörtlüktür.
  7. Daha çok yarım uyak kullanılmıştır.
  8. Aşk, doğa, kahramanlık, ölüm, din gibi birçok tema işlenmiştir.
  9. Şairlere âşık adı verilir.
  10. Doğaçlama söylenir.
  11. Koşma, semai,ilahi,nefes,nutuk, mani,türkü gibi nazım şekilleri ve türleri vardır.
  12. Anonim Halk Edebiyatı, Âşık Tarzı Halk Edebiyatı ve Dini-Tasavvufi Halk Edebiyatı olmak üzere üç grupta incelenir.
  • Divan Edebiyatı
  • 13. yüzyılda gelişmeye başlamış, 16 ve 17. yüzyıllarda en olgun dönemini yaşamış, 19. yüzyılın sonlarına kadar sürmüştür.
  • Yazılı bir edebiyattır.
  • Özellikle şiir vardır.
  • Aruz ölçüsü kullanılır.
  • Nazım birimi olarak en çok beyit kullanılır.
  • Dil; Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan Osmanlı Türkçesidir ve ağır ve sanatlıdır.
  • Nazım şekilleri; tuyuğ ve şarkı dışında Arap ve Fars edebiyatlarından alınmıştır.
  • Şairlerin şiirlerini yazdıkları deftere divan adı verilir.
  • Soyut bir anlatım vardır. Her şey idealize edilmiştir.
  • Gazel, kaside, mesnevi, murabba, rubai gibi nazım şekilleri vardır.
  • Aşk, kadın, şarap, dini hikâyeler, tasavvuf gibi temalar işlenir.
  • Duygu ve düşünceler “mazmun” adı verilen kalıplaşmış ifadelerle dile getirilmiştir.
  • Daha çok zengin uyak kullanılmıştır.
  • Arap alfabesi kullanılmıştır.
  • BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI

19. yy.da başlayıp günümüzde kadar süren edebiyattır.

  1. Tanzimat Edebiyatı
  2. 1860’ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinin çıkarılmasıyla başlamıştır.
  3. Konu olarak yeni, biçim olarak eskidir.
  4. Hak, adalet, özgürlük, eşitlik gibi temalar ilk kez işlenmiştir.
  5. “Sanat, toplum içindir.” anlayışı hâkimdir.
  6. Dil sadeleştirilmeye çalışılmış ama başarılı olunamamıştır.
  7. Nazım birimi beyit, ölçü aruzdur.
  8. Roman, hikâye, modern tiyatro gibi yeni türler edebiyatımıza girmiştir.
  9. Parça güzelliği değil, bütün güzelliği ön plandadır.
  10. Servet-i Fünûn
  11. Sanat, sanat içindir.” anlayışı hâkimdir.
  12. Dil oldukça ağırdır.
  13. Sone, terza rima, triyole gibi yeni şiir türleri edebiyatımıza girmiştir.
  14. Ölçü, aruz ölçüsüdür. Ama aruz kalıplarındaki kural yıkılmış, bir şiirde birden farklı kalıplar da kullanılmıştır.
  15. Sözün tek dizede bitmesi kuralı da terk edilmiş, anlamın dizelere yayılması demek olan anjanbıman tekniği uygulanmaya başlanmıştır.
  16. Bireysel ve karamsar bir edebiyattır.
  17. Fecr-i Ati:
  18. “Sanat, sanat içindir.” anlayışı hâkimdir.
  19. Fransız edebiyatını örnek almışlardır.
  20. Ağır bir dil kullanmışlardır.
  21. Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
  22. “Sanat, şahsi ve muhteremdir.” Sloganıyla hareket etmişlerdir.
  • Milli Edebiyat
  • 1911 yılında Selanik’te çıkan Genç Kalemler dergisinde “Yeni Lisan” makalesinin yayımlanmasıyla başlayan edebiyattır.
  • “Sanat, toplum içindir.” anlayışı hâkimdir.
  • Ölçü, milli ölçümüz olan hece ölçüsüdür.
  • Dil sadeleştirilmiştir. Türkçeyi bilim ve sanat dili haline getirme, dil bilinci yoluyla milli bilinç oluşturma, halk kültürüne inme ve halkı eğitme maçıyla yazmışlardır.
  • Anadolu halkı ve Anadolu işlenmiştir.
  • Türkçülük hâkimdir. Milli değerlere yönelme başlamıştır.
  • Halk edebiyatından etkilenilmiştir.
  • Cumhuriyet Edebiyatı
  • 1923’te cumhuriyetin ilanından günümüze kadarki dönemdir.
  • Öz Türkçecilik anlayışıyla sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
  • Anadolu, doğal güzellikleri, insanı, sosyal hayatı ve folkloruyla edebî eserlere yansımış, Türk tarihi ve Atatürk’le ilgili konular ağırlık kazanmış, 1940’lı yıllardan sonra ise bireysel duygu ve sorunlar da ele alınmıştır.
  • Dünyaya açılma ve çağdaşlaşma çabaları edebiyatı da etkilemiş, dünya edebiyatı daha yakından takip edilmiştir.
  •  Dünya edebiyatıyla kurulan bağlar sonucunda; toplumsal gerçekçilik, varoluşçuluk, dışavurumculuk, gerçeküstücülük, gelecekçilik gibi akımların etkisinde ürünler verilmiştir.
  •  İlk yıllarda genellikle halk edebiyatı nazım şekilleri ve hece ölçüsü kullanılmış; 1940’lı yıllardan sonra ise serbest şiir yaygınlaşmış, aruzu sürdürenler oldukça azalmıştır.
  • Roman ve hikâyelerde toplumsal ve kültürel farklılıklar, ülke ve toplum sorunları, Kurtuluş Savaşı, eski-yeni çatışması, köy ve kasaba insanın çelişkileri, tarihî konular, yanlış Batılılaşma konuları ağırlıkla işlenmiştir.
  •  Tiyatro, yeni cumhuriyetin ilkelerini halka aktarmada bir araç olarak hızla yaygınlaşmaya başlamıştır.
  • Ayrıca çocuk tiyatrosu çalışmaları yapılmış, kadınlar sahnede daha çok yer almaya başlamış, Devlet Konservatuarı açılmıştır.
  •  Deneme, eleştiri, edebiyat tarihi alanlarında Cumhuriyet Dönemi’nde büyük ilerlemeler kaydedilmiş, önemli eserler verilmiştir.
  •  Cumhuriyet Dönemi’nde harf devrimiyle birlikte Latin alfabesinin kullanılmasıyla verilen eserlerin sayısı artmıştır.
  • Roman ve hikâyede dört temel eğilim görülmüştür: Milli zevk ve anlayışla yazılanlar, bireysel hayatı esas alanlar, toplumcu gerçekçiler ve modernizmi esas alanlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir