Yağmur çoğalıyor… Rüzgâr serin… Ve kız hâlâ açtır… Kafasında İki fikir çarpışıyor… Düşünüyor ki yaşamak kendi hakkıdır… Fakat…
Karşısındaki sarhoş gülüyor ve onu nazikâne çağırıyor… Fakat nereye? Titreyen bir vücut… Yanan bir baş ve ağlayan gözler. Fakat açlık ve yuvasızlık korkunç… Ay dede, niçin bir yol göstermiyorsun?”
Kız yavaş yavaş kalkıyor… Kararını vermiştir. Bu karar bütün fenalığına, çirkinliğine ve iğrençliğine rağmen yaşamak kararıdır. Çünkü hayat tatlı… Kendi koluna giren sarhoşa ürkek adımlarını uydurarak bilmediği karanlık bir sokağa doğru yürüyor.. Ve tam bu sırada korkunç bir sağanak… Korkunç gök gürültüleri ve yıldırımlar… Bu bir fırtına mı? Hayır!.. Bu, iki şehidin ve sayısız şehitlerin isyanıdır.. Şehitler ağlıyor… Biz yağmur sanıyoruz.. Şehitler hıçkırıyor… Rüzgâr diyoruz.. Şehitler haykırıyor… Fırtına zannediyoruz… Ve şehitlerin duasına da yıldırım adını veriyoruz…
Gece… Üstümüzde çarpan kanatla şehitlerin duasıdır. Onlar bir şey söylüyorlar. Fakat fânilerin kulağı onu işitmiyor.. Bak, rüzgâra kulak ver. “O bir şehit kızı, şehit kardeşiydi. Yarın da ötekiler gibi bir şehit karısı ve şehit anası olacaktı” diye inliyor. Bak, harabedeki baykuşu dinle: “Ey Türk Eli, bu yüzden senin alnın karadır” diye lanet savuruyor…
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ
- Yukarıdaki parça Cumhuriyet döneminde hangi hikâye anlayışıyla yazılmış olabilir.
Bu anlayışın dil, anlatım, sanat anlayışı, etkilendiği akım ve konusu hakkında bilgi veriniz.
- Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise D yanlış ise Y yazınız.
- Cumhuriyet Edebiyatı 1920’de TBMM’nin açılmasıyla başladı…………..
- 1923-1940 hikayesinde dil oldukça sadeleştirilmiş, yazı dili ile konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmıştır……………………………………
- 1923-1940 yılları arasında romantizm akımın etkisi vardır……………….
- Cumhuriyet Edebiyatı’nda sadece Cumhuriyet döneminde doğmuş ve yaşamış sanatçılar eser vermişlerdir……………………..
- 1940-1960 hikâyesinde dört anlayışla hikâye yazılmıştır. Bunlar milli ve dini duyarlılıkla yazılanlar, modernizmi esas alanlar, toplumcu gerçekçiler ve bireyin iç dünyasını esas alan hikayelerdir…………………….
- Sabahattin Ali, milli ve dini duyarlılığı esas alan yazarlardandır………………………..
- Milli ve dini duyarlılığı esas alan hikayeler sanatı araç olarak kullanmışlardır………………….
- Hüseyin Nihal Atsız, toplumcu gerçekçidir…………………………..
- Toplumcu gerçekçilikte yazar kendi düşüncesini okura kabul ettirmek ister………………..
- Bireyin iç dünyasını esas alan eserlerde İslamiyet’in insan hayatındaki olumlu etkisi, ahlaki değerler ön plandadır…………
- 1923-1940 hikâyesinde II. Dünya Savaşı ve yarattığı sonuçlar en çok işlenen temalardır…..
- Milli ve dini duyarlılıkla yazılan hikayelerde geleneksel anlatım teknikleri reddedilerek bilin
çakışı, iç monolog gibi teknikler sıkça kullanılmıştır…………
- Aşağıdaki tabloda verilen eserlerin yazarını ve hangi anlayışla yazıldıklarını karşılarına yazınız.
ESER | YAZAR | ANLAYIŞ |
Ekmek Kavgası | ||
Korkuyu Beklerken | ||
Otlakçı | ||
Göl İnsanları | ||
Rozalya Ana | ||
Gülen Ada | ||
Yüksek Gerilim | ||
Sarı Sıcak | ||
Troya’da Ölüm Vardı | ||
Öküzden Tayyare |
- Aşağıdaki ifadelerin hangi hikâye anlayışıyla yazıldığını karşılarına yazınız.
- Yazarlar, olaylardan ve insanlardan hareketle bireyin psikolojisini aktarmaya çalışmışlardır………
- Bu akım, toplumu sosyal sınıflar arasında gerçekleşen çatışma alanı olarak değerlendirir…..
- Anadolu, savaş yılları, geleneksel değerler, milli motifler, ahlaki hassasiyetler milli kültür ve tarihi bilinci ön plandadır. …………………………..
- Geleneksel olanı yeni olana tabi kılma tavrı, yerleşik ve alışılmış olanı yeni ortaya çıkana uydurma eğilimi olarak tanımlanabilir.
- Yazarların temsilciliğini Franz Kafka, Albert Camus, J.P. Sartre’nin yaptığı varoluşçuluktan etkilendikleri görülür.
- Halkı aydınlatmak düşüncesiyle bazı yazarlar bazı bölgeleri özellikle konu edinmiş.
- Anlatıcı birey bilinciyle kendi “ben”ini öne çıkarır……………………
- Olay örgüsünü önemsememişler, merak unsurunu ikinci plana atmışlar ve tamamen insanın iç dünyasını ve içsel çatışmalarını gerçekçi tasvirlerle ortaya koymaya çalışmışlardır………………
- Milli kaynaklardan, Türk mitolojisinden, destanlardan etkilenerek idealize edilmiş karakterlere yer verilmiştir…………………………………
- Psikoloji ve psikiyatriden faydalanmışlar; çağrışımlara açık, sanatlı bir dille ruh tahlillerine/çözümlemelerine yer vermişlerdir………………………….
- Bunalım edebiyatı olarak bilinir……………..
- Din duygusunun ön plana çıkarıldığı eserlerde dini yaşama ait unsurlar, iç huzur, İslamiyet’in birey üzerindeki olumlu etkileri anlatılmıştır…………………………
- Eserlerde “bilinç akışı” tekniği kullanılır; diyaloglara ve hikâye etmeye pek yer verilmez…………
- Büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler ve sosyalizm üzerinde durmuştur……………..
- Geçmişimizdeki kültürel zenginlikler, kahramanlıklar, dini hassasiyetler, İstanbul’un geleneksel sosyal dokusundan kesitler işlenmiştir.
- Marksizmin etkisiyle Anadolu coğrafyası ve insanı, toplumdaki düzensizlikler, çatışmalar, köy gibi küçük yerleşim yerlerinin sorunları ağa-köylü, öğretmen-imam, zengin-fakir, halk-yönetici, güçlü-güçsüz, aydın-cahil ve büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler gibi konular üzerinde yoğunlaşmışlar………………..
- Çağrışıma çok yer verilmiş, şiirsel bir anlatım benimsenmiştir………………………
- Yusuf Atılgan’ın Eylemci adlı öykü kitabı bu anlayışla yazılmıştır…………………..
- Burjuva toplumuna karşı isyancı yaklaşımı destekleyen varoluşçuluk, eserlerde özellikle küçük burjuva aydınının ruhsal bunalımlarının işlenmesine neden olmuştur………………
- Hava Parası, İhtiyar Çilingir gibi eserler bu anlayışın ürünüdür……………..
- Siyasi ideolojinin ön planda olduğu ve sağlam kurgunun görülmediği bu anlayışta realizm ve natüralizmin etkileri görülür……………………..
- Aşağıdaki yazarların hangi anlayışa mensup olduklarını karşılarına yazınız.
Yaşar Kemal………………
Adalet Ağaoğlu………………
Abbas Sayar…………………….
Mustafa Necati Sepetçioğlu…………………..
Cevat Şakir Kabaağaçlı……………………..
Mustafa Kutlu……………………
Yusuf Atılgan……………………
Orhan Kemal…………………..
Sevinç Çokum…………………………….
Kemal Tahir………………
Samiha Ayverdi……………
Hüseyin Nihal Atsız……………………
Kemal Bilbaşar………………………
- Aşağıdaki cümlelerin yüklemlerini bulunuz.
- Seni andım bu gece, kulakların çınlasın.
- Bu hareketleriyle yalnızca havanda su dövüyordu.
- Onu en çok etkileyen şey, ailesinin onun için yaptığı bu güzel sürprizdi.
- Sonunda buraya telefon etmek aklınıza geldi.
- Sınav sonucunu aldığım için çok mutlu oldum.
- Aşağıdaki cümlelerin öznelerini bulunuz.
- Sensiz her şey boş.
- Ankara’ya her şeyi bilir annesi ilk önce vardı.
- Kırmızı balonu elinden kaçan ve sonra da ağlayan kıza bir elmalı şeker uzattı.
- On İki Dev Adam, çıktığı son maçta herkesi büyüledi.
- Aşağıdaki cümlelerin nesnelerini bulunuz.
- Ayşe’yi sınava almak için erkenden uyandık.
- Kız, bir tarafı yamulmuş tepsiyi sıkıca tutuyordu.
- Taksitleri bitince son model araba baktı.
- Aşağıdaki cümlelerin dolaylı tümleçlerini bulunuz.
- Kitap, kitaplığın sol ucunda duruyordu.
- Dersi biten öğrenciyi, bir saat geç kalan servis okulun önünden almadı.
- Sahilde denize taş fırlatan adama ters ters bakarak yoluna devam edip oradan ayrıldı.
- Aşağıdaki cümlelerdeki zarf tümleçlerini bulunuz.
- Sabahın beşinde beni neden aradığını söylemeyecek misin?
- Bütün aile bir anda buraya pılınızı pırtınızı toplanarak neden geldiniz?
- Beni korkutarak hiçbir zaman emellerine ulaşamazsın.
- Araba bu akşam bizden çok ileri gitti.
- Aşağıdaki cümlelerin ögelerini bulunuz.
- Dün, birileri sınıfta çok ağır kokulu bir parfüm sıktığından bazı öğrenciler rahatsız oldu.
- Bütün acılarımın yegane sebebi, senin beni yüzüstü bırakmandır.
- Seviyesizce yapılan eleştiriler okurlarca dünkü gazetede protesto edildi.
- Kapını çalan benim.
- Her istediğini yazan, hiçbir eleştiriye tahammülü olmayan deneyimli ve kaprisli bir yazardı.
- Sınıfa girdiğimde, sınıfın ortasında duran kırık saati kaldırmalarını iki öğrenciden rica ettim.
- Kim, nerede, kiminle ne yapıyor?
- Senin bütün bunları nasıl algıladığını bir türlü anlayamıyorum.
- Geçen haftanın ortasında, sınavda, kodu okutarak cevapları bulan öğrencileri neler bekliyor?
- O şehirde gene şarkılar söyleniyordur karşılık görmemiş sevgiler üstüne.
- Işıkları sönmüş odamda, yarım kalmış şarkımı duyuyor musun?