“İnsanı insana insanla insanca anlatma sanatıdır.”
SHAKESPEARE
Tiyatro sahnede, bir seyirci topluluğu önünde, oyuncular tarafından canlandırılmak üzere yazılan edebî türdü Günlük hayatta karşılaşacağımız olayları sahnede göstermek amacıyla yazılan eserlerdir. Konusunu günlük yaşamdan alabileceği gibi tarihten, mitolojiden de alabilir.
Sahnelenen bir tiyatro, insana iletisini aracısız, yani kâğıt, ekran, film vb. olmaksızın aktarır. Tiyatro eserinde yer, dekor ve kişilerle ilgili bilgiler perde başlarında yer alır. Oyuncuların sergilemeleri gereken davranışlar yay ayraç içinde verilir. Anlatım, karşılıklı konuşma şeklindedir.
TİYATRONUN KÖKENİ
Tiyatro kelimesinin kökeni Yunanca seyir yeri anlamına gelen “theatron”dur. Tiyatro, Antik Yunan Dönemi’nde bağ bozumu tanrısı Dionisos adına düzenlenen dinsel törenlerden çıkmıştır. Eski Yunan’da her yıl doğanın canlanışını, bereket ve bolluğu kutlamak için törenler düzenlenirdi; törenlerde halkın duygularını dile getiren bir koro, ilahiler okurdu. Daha sonra olayları canlandıran kişiler de eklenince tiyatro oluştu. Zamanla da dinsel işlevinden ayrılarak göstermeye bağlı bir sanat haline geldi.
Anadolu’da modern tiyatro öncesinde geleneksel Türk tiyatrosu egemendi. Köy seyirlik oyunları, meddah, Karagöz, orta oyunu, kukla oyunu gibi türlere ayrılan geleneksel Türk tiyatrosu, Tanzimat sonrasında da bir süre devam etmiştir. Ancak geleneksel tiyatro, değişen hayat şartlarıyla birlikte varlığını sürdürememiştir.
Batılı anlamda tiyatro Türk edebiyatına Tanzimat’la birlikte Avrupa’dan gelmiştir. Tanzimat sanatçıları Batı’dan çeviriler yapmıştır. Ahmet Vefik Paşa, Molière’den uyarlamalar yapmıştır. Türk edebiyatında yayımlanan Batılı anlamdaki ilk tiyatro 1960 yılında Tercüman_ı ahval gazetesinde tefrika edilen Şair Evlenmesi’dir. Görmeden evliliği eleştiren bir töre komedisi olan bu eser İbrahim Şinasi tarafından yazılmıştır. Şair Evlenmesi ayrıca tefrika edilen ilk eser özelliğini de taşımaktadır.
Sahnelenen ilk tiyatro eserimiz ise Namık Kemal tarafından yazılan “Vatan Yahut Silistre”adlı oyundur.
Servet-i Fünûn döneminde okunmak için yazılan tiyatro eserleri yazılmıştır. Bu dönemde pek gelişemeyen tiyatro, Millî Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi’nde tiyatro farklı anlayışlarla gelişmesini sürdürmüştür