MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE HİKÂYE

  1. İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra ortaya çıkan Millî Edebiyat akımıyla birlikte hızlı bir gelişme gösteren dilde Türkçülük ve sadeleşme hareketi, öykücülüğümüze de yeni bir hız kazandır­mıştır.
  2. Ömer Seyfettin’in 1911 yılında Selanik’te, Genç Kalemler dergisinde yayımladığı «Yeni Lisan» makalesiyle Milli Edebiyat Dönemi başlamış ve dilde sadeleşme yaşanmıştır.

  1. Millî edebiyatçıların en önemli çıkış noktaları özellikle dil alanıdır. Verilen eserler halkın anlayabileceği sadelikte olmuştur. Konuşma diliyle yazı dili arasındaki farkı ortadan kaldırmışlardır. Sokakta konuşulan dille güzel hikâyeler meydana getirmişlerdir.
  1. Ömer Seyfettin, “Maupassant” öykü tekniği ile millî du­yarlıkları, toplumsal sorunları hikâyelerinin konusu yapmıştır. Sanatçı, gerek öykü tekniği ile gerekse kullandığı yalın dille öykücüğümüzün öncüsü olmuştur.
  2.  Bu dönemde Refik Halit Ka­ray, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi sanatçılar yazdıkları öykülerle Türk öykü­cülüğümüzün gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır.
  3. Türkçülük akımı hâkimdir. Bunun yanında Osmanlıcılık ve Batıcılık akımları da etkilidir.
  4. Gözlemlerin hâkim olduğu hikâyelerde realist akım yoğun şekilde göze çarpar. Bazı sanatçılar natüralizmden de etkilenmişlerdir.
  5. “Sanat toplum içindir.”anlayışı hâkimdir.
  6. Maupassant (olay) tarzı hikâye çoğunluktadır.
  7. Milli kaynaklara yönelmişlerdir.
  8. Mekân çoğunlukla Anadolu’dur.
  9. Hikâyeler teknik açıdan oldukça başarılıdır.

Olay ve Konu

Bu dönemde Anadolu’da geçen olaylar anlatılmıştır. Bu dönemin öykü ve romanlarındaki olaylar, Anadolu’nun çeşitli köşelerinden seçil­miş, halkın her kesiminin yaşamı konu olarak ele alınmıştır.

Mekân (çevre)

Millî Edebiyat dönemi hikâyelerinde mekân olarak İstanbul’un dışına çıkılmıştır. Bu dönem sanatçıları, hikâyelerinde bilinçli olarak ilk kez İstanbul dışına çıkmaya başlamış ve bu tutum, Millî Edebiyat ana başlığı altında bir “memleket edebiyatının gelişmesine de ortam hazırlamıştır. Refik Halit Karay’ın Memle­ket hikâyeleri bu çabaların ilgi çekici örnekleri arasında yer alır. Ele alınan konular, tatmin edici bir derinliğe kavuşturulamasa da çok çeşitli konular edebiyatta yer bulmuştur. 

Zaman 

Genellikle yazarlar, kendi yaşadıkları zamanı hikâyelerinde kullanmışlardır. Özellikle o dönemde olaylar, Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı veya Kurtuluş Savaşı zamanlarında geçmektedir

Dönemin sanatçıları, yazdıkları hikâyelerde kendi yaşadıkları zaman yanında, geçmiş zamanı ve uzak tarihimizi de yaşatmak istemişlerdir.

 Halide Edip’in “Himmet Çocuk” hikâyesi, Kurtu­luş Savaşı dönemindeki olayları, Ömer Seyfettin’in “Pempe İn­cili Kaftan, Forsa, Başını Vermeyen Şehit” gibi hikâyeleri geç­miş zamanı ve uzak tarihimizi konu alan hikâyelere örnek ola­rak gösterilebilir. Konusunu şanlı geçmişimizden alan bu tür hikâyelerin yazılma nedenleri ise şanlı geçmişimize sığınarak ondan güç alma, millî duyguları pekiştirme ve bu sayede mil­letçe yeniden güçlü bir millet olarak ayağa kalkabilmek olarak sıralanabilir.

Tema ve Zihniyet

Yakup Kadri ve Refik Halit, Millî Edebiyat akımına Fecr-i Âti top­luluğundan katılmıştır. Bunların dünya görüşü ve sanat anlayış­ları Halide Edip, Ömer Seyfettin, Ebubekir Hazım gibi sanatçı­lardan farklıdır. Aralarındaki bu farklılıklara rağmen bu sanatçı­ların hepsi, yerli yaşamı ve Anadolu’yu eserlere yansıtma konu­sunda ortak düşüncelere sahip olmuştur.

Her sanatçı veya edebî topluluk yaşadığı dönemdeki toplumdan, içinde yaşadığı sosyal koşullardan etkilenir ve bu etkileşim sonu­cunda eser verir. Millî Edebiyat sanatçıları da içinde bulunduk­ları dönemin zihniyetini, sosyal, kültürel, ekonomik vb. özellik­lerini eserlerine yansıtmışlardır.

Bu dönem hikâyelerindeki te­mel temalar, Anadolu insanının içinde bulunduğu ağır savaş koşullarının getirdiği acılar ve yoksulluktan dolayı “Türkçülük, ilerleme-çağdaşlaşma, gerilik, batıl inançlar, cehalet ve yoksul­luktur. Millî Edebiyat döneminde yazılan hikâyelerin birçoğun­da bu temaların ele alındığı görülür.

Kişi 

  1. Bu dönemin hikâyelerinde kişi kadrosu zenginleşmiş, toplumun her kesiminden insan hikâyelerde işlenmiştir. Kahramanlar hem ruhsal hem de fizikler betimlemeleriyle yaşadıkları çevre içerisinde işlenmiştir.
  2. Millî Edebiyat dönemi hikâyelerinde Ömer Seyfettin, tarihimizde kahramanlıklar gösteren tiplere yer vermiştir.
  3. Refik Halit Karay ise Anadolu’nun ilgi çekici tiplerini âdeta keşfetmiş ve bu tiple­ri anlatmada öncü olmuştur.
  4. Bunun yanında Halide Edip ve Yakup Kadri gibi sanatçılar da Dağa Çıkan Kurt ve Millî Savaş Hikâyeleri’ nde Anadolu’dan seçtikleri tiplere yer vermişlerdir.
  5. Bu dönemin sanatçıları, hikâyelerindeki tipleri dış görünüşle­riyle, biçim, çehre ve davranışlarıyla anlatmıştır. Bu tipler, yeri­ne göre yarının Türkiye’sini inşa edecek bir kahraman, yerine göre gününü gün eden emekliler, memurlar, çaresizlikten, yok­sulluktan kıvranan insanlar olarak karşımıza çıkar.

ÖMER SEYFETTİN

* Türk edebiyatının en önemli hikâyecisidir.
* Yeni Lisan adlı makalesi Milli Edebiyat’ın kanunlarının ilanı sayılır.
* Sade dil akımının öncüsüdür.
* Anadolu’nun insanın hayat şartlarını hikâyelerini yansıtmıştır.
* Dilde, fikirde, işte milliyetçilik fikrini yerleştirmiştir.
* Çocukluk anıları, efsaneleri hikâyelerinde işlemiştir.

Eserleri: Bomba, Yalnız Efe, Efruz Bey, İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebekler.

YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

* Edebiyatın her alanında eser vermiştir. Fecr-i Ati’nin dağılmasından sonra Milli Edebiyat içinde yer almıştır.
* Çoğunlukla içinde yaşadığı toplumun dertlerini eserlerinde işlemiştir.
* Anadolucu, Atatürkçü bir çizgide kalmıştır.
* Esas ününü romancılık alanında bulmuştur.
* Kuvvetli bir gözlem gücü vardır.
* Realist bir çizgide yaşamıştır.
* Eserlerinde aydın-halk çatışmasını yansıtmıştır.


Hikâyeleri: Milli Savaş Hikâyeleri, Rahmet

HALİDE ADİP ADIVAR

* Edebiyatçılığının yanında bir asker gibi cephe gerisinde mücadele vermiştir.
* Eserlerinde aşk, kadının psikolojisini, doğu-batı çatışmasını, eski-yeni kavgasını işlemiştir.
* Kuvvetli bir gözlem yeteneği vardır.
* Kurtuluş Savaşı eserlerinde çokça yer edinmiştir.
* Edebiyatın hemen her alanında eser vermiştir.
* Dili çok başarılı değildir.



ÖYKÜLERİ:
İzmir’den Bursa’ya (Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve Mehmet Asım Us ile birlikte, 1922)
Harap Mabetler (1911)
Dağa Çıkan Kurt (1922)

REŞAT NURİ GÜNTEKİN

* Anadolu’nun dertlerini, sıkıntılarını, inançlarını eserlerinde işlemiştir.
* Sade ve yapmacıksız bir dil kullanmıştır.
* Müfettişlik yaptığı için Anadolu’yu gezmiş ve onların sıkıntılarını, sevinçlerini edebi eserlerinde sıkça kullanmıştır.

HİKÂYELERİ: Gençlik ve Güzellik (1919), Roçild Bey (1919), Eski Ahbap (1919), Tanrı Misafiri (1927), Sönmüş Yıldızlar (1928), Leyla ile Mecnun (1928),Olağan İşler (1930)

REFİK HALİT KARAY

* Halk dilini eserlerinde oldukça başarılı olmuştur.
* Kuvvetli bir gözlemciliği vardır; ancak iç gözlemde başarılı değildir.

HİKÂYELERİ:  Gurbet Hikâyeleri, Memleket Hikâyeleri

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir