1950’lerde “Hisar” dergisi etrafında toplanan Munis Faik Ozansoy, İlhan Geçer, Mehmet Çınarlı, Gültekin Samanoğlu, Mustafa Necati Karaer, Yavuz Bülent Bakiler gibi sanatçıların oluşturduğu edebi topluluktur. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda genelde milli edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şair ve yazarlardan oluşur.
Hisarcılar ilk şiirlerini “Çınaraltı” dergisinde yayımlamışlardır. Sonra ilk sayısı 1950’de yayımlanan Hisar dergisini çıkarmışlardır. Bu dergi, iki ayrı dönemde yayın hayatını sürdürmüştür. 1950-1957 arasında yetmiş beş sayı; 1964-1980 arasında iki yüz iki sayı yayımlanmıştır.
Garipçilere ve İkinci Yeniciler’e tepki göstermişler ve milli duyguları manevi değerleri öne çıkaran bir edebiyattan yana olmuşlardır ama aşırı ve tutucu değillerdir.
Hisarcılar, derginin ilk sayısında yayımlanacak bir bildiriyle “neler yapacaklarını açıklamak” yerine, zaman içerisinde “neler yapacaklarını gösterme”nin daha doğru olacağına inanmışlardır. Derginin kuruluşundan 16 yıl sonra Ankara Radyosu’nca hazırlanan bir programda derginin sanat anlayışını ve belli başlı ilkelerini ortaya koyarlar. Kendilerini diğer topluluklara karşı Türk şiirini ve dilini koruyan yegâne “kale” olarak görmüşlerdir.
Özellikleri:
- Ölçü, uyak gibi klâsik edebiyat ögelerini kullanarak, aşk, doğa ve vatan sevgisi gibi konuları işlemişlerdir. Şiir feda edilmemek koşuluyla şiirde her konunun işlenebileceğini dile getirirler.
- Sanatçının hiçbir ideolojinin sözcülüğünü yapmaması ve bağımsız olması gerektiğini savunmuşlardır.
- Şiir güzelliğini korumak koşuluyla; aruzu, heceyi, serbest şiiri kullanmayı, şiiri nesre yaklaştırmayı uygun görmüşlerdir.
- Sanat millî olmalıdır. Ulusal olmayan bir sanat, sınırları aşamaz.
- Sanatta “asıl” olan yeniliktir. Fakat bu yenilik arayışı eskinin ret ve inkârı şeklinde olmamalıdır.
- Her alanda batı taklitçiliğine karşı çıkılmalı, gelenekler tümüyle reddedilmemelidir.
- Dildeki kargaşaya son verilmelidir. Sanatçının kullandığı dil, yaşayan dil olmalıdır.
- “Öztürkçe” akımına, masa başında kelime uydurulmasına karşıdırlar.
1. İLHAN GEÇER
- Daha çok aşk, ayrılık, yalnızlık, hüzün ve milli duyguları yansıtan şiirler yazmıştır.
- Şiirlerini hem heceyle hem de serbest ölçüyle yazmıştır.
- Uzun yıllar Hisar dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yapmıştır.
- Şiir: Büyüyen Eller, Belki, Yeşil Çağ, Hüzzam Beste, Özlem Rıhtımı
2. MUNİS FAİK OZANSOY
- Hisar dergisi çevresine girerek burada başyazılar yazmıştır.
- Bir duygu şairi olarak, Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar’daki şiir zevkini yakalamaya çalışmıştır.
- Birçok türde eser vermiştir.
- Şiir: Büyük Mabedin Eşiğinde, Hayal Ettiğim Gibi, Yakarış,Bir Daha, Zaman Saati, Yakınma, Kaybolan Dünya, Düşündüğün Gibi
3. YAVUZ BÜLENT BAKİLER
- Geleneksel şiirimizin öz ve şekil özelliklerini kendi şiir potasında eriterek kişiliğine kavuşmuştur.
- Şiirlerinde, Anadolu’ya, Anadolu insanına eğilmiş, onların sorunlarını yapıcı bir tavırla dile getirmiştir.
- Aşk, ayrılık, yalnızlık gibi temaları da işlemiştir.
- Daha çok hece ölçüsünü kullanmakla birlikte serbest ölçüyle de yazmıştır.
- Sade ve rahat bir dil kullanmıştır.
- Milli ve manevi değerlere bağlı kalmıştır.
- Şiir: Yalnızlık, Duvak, Seninle, Harman
4. MEHMET ÇINARLI
- Hem aruz hem de hece vezniyle şiirler yazmıştır.
- Yerli ve millî kültürle beslenen şiirleri şekil yönünden mükemmel, muhteva yönünden de orijinal hayâllerle doludur.
- Sade, yaşayan Türkçe ile ferdî ve millî meseleleri anlatır.
- Hisar dergisinde yayımladığı deneme ve tenkit yazıları Hisar dergisi çevresinde bir şairler okulunun oluşmasını sağlamıştır.
- “Bir Yeni Dünya Kurmuşum” adlı kitabı ile 1976’da Türkiye Millî Kültür Vakfı Şiir Armağanı’nı kazanmıştır.
- Şiir: Güneş Rengi Kadehlerle, Gerçek Hayali Aştı, Bir Yeni Dünya Kurmuşum, Zaman Perdesi