Türkler 10.yy.da İslamiyet’i kabul edene kadar yabancı etkilerden uzak bir dil ve edebiyat oluşturmuşlardır. İslamiyet’in kabulüyle Arapçanın ve daha sonra da Farsçanın etkisinde kalmışlar ve bu dillerin edebiyatından etkilenmişlerdir. 11.yy.da başlayan ve İslamiyet etkisinde bir edebiyatın oluşması için geçen zamana da geçiş dönemi adı verilmiştir. Geçiş döneminde hem İslamiyet öncesi edebiyatın hem de Arap ve Fars edebiyatlarının etkisi görülür. İki geleneğin etkileri birlikte yürür. Bu dönemde dört eser yazılmıştır.

KUTADGU BİLİG
- Geçiş döneminin ilk eseridir.
- 11.yy.da yazılmıştır.
- 1069 (1070) yılında Yusuf Has Hacip tarafından kaleme alınmıştır.
- Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur.
- Kitap “mutluluk veren bilgi” anlamına gelir.
- Eserin Fars etkisi taşıdığı söylenebilir.
- Mesnevi türünde yazılmıştır.
- Kutadgu Bilig 6645 beyit ve 173 dörtlükten oluşur.
- Hem aruz hem de hece ölçüsü bir arada kullanılmıştır.
- Karahanlı (Hakaniye) Türkçesi ile yazılmıştır.
- Kutadgu Bilig’te Yusuf Has Hacib, dünyada ve ahirette kişinin mutluluğa ulaşmasının yollarını anlatırken daha çok devlet adamlarında olması gereken özellikler üzerinde durmuştur. Bu bakımdan didaktik bir özellik taşır.
- Dört kişi ve dört kavram üzerinden anlatıldığı için aynı zamanda alegorik bir eser olma özelliği de taşır.
- Eserin kahramanlarından Kün Togdı (Hükümdar) adaleti, Ay Toldı (Vezir) saadeti, Ögdülmiş (Vezirin oğlu) aklı, Odgurmış (Vezirin kardeşi) ise akıbeti temsil eder.
ÖZELLİKLERİ

- Geçiş döneminin ilk eseridir.
- İslamiyet’in etkisiyle yazılan ilk eserdir.
- Edebiyatımızdaki ilk mesnevidir.
- Edebiyatımızda ilk defa beyit nazım birimi kullanılmıştır.
- Edebiyatımızda ilk defa aruz ölçüsü kullanılmıştır.
- Edebiyatımızdaki ilk alegorik eserdir.
- Edebiyatımızda ilk siyasetname örneğidir.
- Edebiyatımızda Arapça ve Farsça sözcüklerin kullanıldığı ilk eserdir.
- Arap ve Fars edebiyatlarından etkilenilerek yazılan ilk eserdir.
YUSUF HAS HACİP

- Balasagun’da doğduğu için Balasagunlu Yusuf olarak da anılır.
- İslamiyet’in etkisindeki ilk eser olan Kutadgu Bilig’in yazarıdır.
- 11.yy.ın önemli şairlerindendir.
- Kaşgar’da Karahanlı hükümdarı Tapgaç Buğra Han’a Kutadgu Bilig’i sunması üzerine dönemin dış işleri bakanı unvanı olan “has haciplik” unvanı verilir.
- İyi bir eğitim gören şair, Arapça ve Farsçayı çok iyi öğrenmiş ve zamanın bilimlerine hâkim olmuştur.
- Aruz ölçüsü, beyit ve mesneviyi edebiyatımızda ilk kullananadır. İlk siyasetnameyi yazmıştır.
DİVANÜ LÜGATİ’T-TÜRK

- İslamiyet’in etkisiyle yazılan ikinci eserdir.
- Geçiş döneminin ikinci eseridir.
- İlk ansiklopedik sözlüktür.
- “Türk dillerinin sözlüğü” anlamına gelir.
- Abbasi halifesi Ebu’l Kasım Abdullah’a sunulmuştur.
- Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin üstün bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.
- Kaşgarlı Mahmut tarafından 11.yy.da (1072-1074) yazılmıştır.
- Hakaniye (Karahanlı) Türkçesi ile yazılmıştır.
- Türkçenin ilk sözlüğüdür.
- Türkçenin ilk dilbilgisi kitabıdır.
- Arap alfabesi kullanılmıştır.
- İslamiyet’in etkisi iyice hissedilir.
- Türkçe-Arapça sözlüğüdür. Yani Türkçe kelimelerin karşılığı Arapça olarak verilir.
- Türkmen, Oğuz, Çiğil gibi çeşitli Türk boylarının dilleri tanıtılmıştır.
- Eserde halk diline ait olan kelimeler, atasözleri, şiir ve destana örnekleri bulunur.
- Kaşgarlı Mahmut, bu eseri yazmak için Orta Asya’daki Türk boylarını dolaşmış, bu boyların geleneklerini, göreneklerini, yaşama biçimlerini, dil özellikleri ile folklorik özelliklerini derlemiş, hatta bir Türk dünyası haritası bile oluşturmuş ve kitabına dâhil etmiştir. bundan dolayı ansiklopedik sözlük olarak kabul edilir.

- İslamiyet önceki nazım şekilleriyle ilgili örnekler de bu kitapta yer alır. Şu an elimizde bulunan sagu, koşuk ve sav örnekleri bu kitaptan alınmıştır.
- Sekiz bölümden oluşan bu eserde 7500 Türkçe kelime, Arapça karşılıklarıyla ve bunların kullanıldığı örnek cümleler ve şiirlerle verilmiştir.
- Düzyazı şeklinde yazılmıştır. Bu özelliğiyle dönemin diğer eserlerinden ayrılır.
- Didaktiktir.
- Eserin içindeki dörtlükler hece vezniyle yazılmıştır.
- *Çoğu 4+3 duraklı 7 heceli, kimileri ise 4+4 duraklı 8 hecelidir.
- *Beyitlerin çoğu ise aruz vezniyledir.
- Tek yazma nüshası, Diyarbakırlı Ali Emiri Efendi tarafından 1917 yılında bir sahaftan satın alınarak bilim ve kültür dünyasına kazandırılmıştır.
- Eserin tek nüshası İstanbul’da Millet Kütüphanesindedir (1266’da el yazısıyla kopyalanmış nüsha).
KAŞGARLI MAHMUT

- Türk tarihinin ilk dilbilimcisidir.
- Karahanlı döneminde yaşamıştır.
- Hayatı hakkındaki bilgiler kendi eserinde yer alanlarla sınırlıdır.
- Karahanlı şehrinde, tahminen 1025 yılında doğmuştur.
- Türkçenin farklı lehçeleri ile Arapçayı çok iyi bilmektedir.
- Türkçenin gelişmesinde ve Türk dil birliğinin sağlanmasında önemli katkılarda bulunmuştur.
- Kaşgarlı Mahmut, ömrünün sonlarına doğru tekrar memleketi Kaşgar’a dönmüş, tahminen 1090′da burada vefat etmiştir.
ATABET’ÜL-HAKAYIK

- 12.yy.da Sipehsalar Mehmet Bey’e sunulmuştur.
- “Gerçeklerin eşiği”anlamına gelir.
- Edip Ahmet Yüknekî tarafından yazılmıştır.
- Hakaniye (Karahanlı) Türkçesi ile yazılmıştır.
- Eserde Allah’a, peygambere ve dört halifeye övgünün yanında bilginin faydası, cehaletin zararları, cömertlik, cimrilik, iyi ve kötü huylar anlatılmış, ahlaklı insan olmanın yollarını, ahlak ilkeleri açıklanmış, çeşitli ahlaki öğütlerde bulunulmuş, İslami düşünce ve görüşlere yol gösterici olunmuştur.
- Bir nasihatnamedir. Ahlak ve öğüt kitabı olarak yazılmıştır.
- Didaktiktir.
- Kaside biçimindeki 40 beyit ve mani tipinde 101 dörtlükten oluşmaktadır. Ölçü ve uyak bakımından çok başarılı değildir.

- Toplam 14 bölümdür.
- Dil, önceki ürünlere göre daha ağırdır.
- Eserin Uygur harfleriyle yazılmış ilk nüshası, İstanbul’daki Ayasofya Kütüphanesindedir. İlk defa 1918’de Necip Asım Yazıksız tarafından yayımlanmıştır.
EDİP AHMET YÜKNEKÎ

- Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan şairin XI. yüzyılın sonlarına doğru Yüknek’te doğduğu söylenmektedir.
- İslami dönem Türk edebiyatının ilk şairlerinden olan Edip Ahmed, Türkçeyi bütün incelikleriyle eserinde kullanmıştır.
- Şairliğinden daha çok bir âlim olarak tanınmıştır.
- Şiirlerinde de duygudan ziyade öğretici yön daha ağır basmaktadır.
- Bazı deyişleri bir atasözü gibi dilden dile dolaşan Yüknekî’nin Türk halkı üzerinde uzun yıllar süren bir etkisi olmuştur.
- Eserini Sipehsalar Mehmet Bey’e sunmuştur.
DİVAN-I HİKMET

- 12.yy.daTürkistan’ın Yesi şehrinde yaşamış Hoca Ahmet Yesevî tarafından yazılmıştır.
- Edebiyatımızdaki ilk tasavvufi eserdir.
- Bu eser, 144 hikmet ve 1 münacattan oluşur.
- Dörtlükler halinde ve hece ölçüsüyle yazılan şiirlerden oluşmuştur.
- Bazı bölümlerinde beyit de kullanılmıştır.
- Sade bir Türkçe kullanılmıştır.
- Karahanlı (Hakaniye) Türkçesi ile yazılmıştır.
- Didaktiktir.
- Ahmet Yesevi, etrafında toplanan müritlerine tarikat adabını ve insanlara tasavvufu öğretmek için onların anlayacağı bir dille “hikmet” adı verilen şiirler yazmıştır.
- Dörtlüklerle yazılan hikmetler genellikle 7’li ve 12’li hece ölçüsüyle oluşturulmuştur.
- Koşma tarzında yazılmıştır.
- Hikmetlerde atasözlerinin kullanımı dikkat çekicidir.
- Eserde Hz. Peygamber’in hayatı ve mucizeleri, dünyadan şikâyet, kıyamet gününün yakınlığı, dervişliğin faziletleri gibi dinî konular işlenmiştir
- Eser, tasavvufu yaymak amacıyla yazıldığı için lirizm yönü zayıf, öğretici yanı ağır basan, sanat kaygısı taşımayan manzumelerden oluşmaktadır.
- Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş Veli, Haci Bayram Veli gibi mutasavvıfların düşüncelerinin kaynağı bu yapıttır.
- Türk halk edebiyatı geleneğinin devamı ve tasavvufi halk edebiyatı geleneğinin başlangıcı niteliğindedir.
HOCA AHMET YESEVÎ

- Türk edebiyatının ilk mutasavvıfıdır.
- Türkistan’ın Yesi şehrinde doğduğu için Ahmet Yesevi olarak anılır.
- Orta Asya Türklerine İslamiyet’i öğretmek amacıyla Divan-ı Hikmet’i yazmıştır.
- Yesevi tarikatının kurucusudur.
- Tasavvufi Türk halk şiirinin öncüsü sayılır.
- Hz. Muhammed’in 63 yaşında vefat etmesine hürmeten 63 yaşına elince toprak altındaki bir hücrede geri kalan ömrünü tamamlamıştır.
- 1093 yılında doğduğu, 73 yıl yaşadığı ve 1166 yılında vefat ettiği kabul edilmektedir.
- Birçok öğrenci yetiştirmiştir. 13.yy.daki büyük Moğol İstilası yüzünden birçok öğrencisi Anadolu’ya gelmiştir. Bu öğrencileri vasıtasıyla Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük rol oynamıştır.
- 13. yüzyıl içinde Anadolu’da görülmeye başlayan Bektaşîlik, Babaîlik, Haydarîlik Yesevîlik tarikatından çıkmış kollardır.
- Ahmed Yesevi’ye bugün de Türkistan’ın manevî büyüğü anlamına Hazret-i Türkistan derler.
- Yesevi öğretisinin bu denli etkili olmasının temel nedenlerinden biri; Ahmet Yesevi’nin düşüncelerini anlatmak için, o dönemde gelenek olduğu üzere Arapça veya Farsçayı değil, Türkçeyi seçmesidir.
- Ahmet Yesevi, öğretisini “Dört Kapı” olarak bilinen şu ilkeler üzerine kurmuştur:Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat’tir. Dört Kapı olgusu, İslamiyet’ten önceki Türk inançlardan kaynaklanmıştır.