ANI (HATIRA)

Bir kimsenin kendi hayatını, yaşadığı dönemde tanık olduğu ya da duyduğu olayları edebî değer taşıyan bir dille anlattığı yazılara anı (hatırat) denir. Bir başka deyişle, özümüzde bir iz bıraktığı için unutulmayan ve anılmaya değer bulduğumuz olayları anlatan yazı türüdür.

Anıların, tarihî gerçeklerin açıklanması sırasında, önemli yardımları dokunur. Devirlerin özelliklerini anlatan anılar, o devrin tarihini yazacaklar için önemli birer belge niteliğindedir. Bundan ötürü, anı yazarı, anılarını yansıtırken tarihî gerçeklerin bozulmamasına çok dikkat etmelidir. Anlatılanlarda belge ve tanıklıklardan da yararlanılır.

Anılar, olay geçtikten belli bir zaman geçtikten sonra yazıya geçirilir.

Yaşananalar öznel bakış açısıyla, birinci kişi ağzından anlatılır.

Daha çok bilim, sanat, politika gibi alanlarda tanınmış kişilerce yazılır.

Anı türünde dürüstlük, samimiyet ve sorumluluk duygusu ön plânda tutulmalıdır. Anı yazarken önce konu tespit edilmeli; sonra ya günü gününe tutulan notlar ya da hafızada saklanan olaylar zinciri, plâna göre düzenlenmelidir. Anı yazılırken açık, sade ve akıcı bir üslûp kullanılmalıdır.

              Anılar, ya günü gününe tutulan notlar hâlinde ya da sonradan hatırlanmak suretiyle yazılır.

              Göktürk Yazıtları, anı niteliği taşımaktadır.

Batı edebiyatında en ünlü anı yazarları; Sain-Simon (1675-1755) ve Rousseau’dur.

Batı edebiyatındaki ünlü anı yazarları ve eserleri şunlardır:

Sain-Simon – “Hatıralar”
Rousseau – “İtiraflar”

Anılar, genellikle aşağıdaki nedenlerden dolayı yazılır:

  • Geçmişi bir kez daha yaşamak ve yazma alışkanlığı kazanmak.
  • Anıları unutulmaktan kurtarmak.
  • Yok olup gitmesini göze alamadığımız bir gerçeğe kalıcılık kazandırmak.
  • Anıyı oluşturan olayı, durumu, yerleri, kişileri söz konusu edip, başkalarının bilgisine, yararına sunmak.
  • Kamuoyu önünde aklanmaya çalışmak, pişmanlığı dile getirip içini boşaltmak, günah çıkarmak.
  • Gelecek kuşaklara geçmişten sonuçlar çıkarıp sunmak.
  • Gerektiği zaman bir eleştiride bulunmak.
  • İnsanoğlunun; yaşantılarını, deneyimlerini başkalarıyla paylaşmak gereğini duymak.

Türk Edebiyatında Anı

Eski edebiyatta anı özelliği taşıyan “vakayinameler, gazavatnameler, sefaretnameler bu türün örnekleri sayılmaktadır. Edebi tür anlamında anı ise bizde Tanzimat döneminde başlamıştır. Önceleri Ebuziya Tevfik ve Ali Suavi çıkardıkları gazetelerde anılarını yayınlarlar Daha sonra ;
            Akif Paşa’nın “Tabsıra”
            Namık Kemal’in “Magaza Mektupları” ,
            Ziya Paşa‘nın “Defter-i Amel”
            Ahmet Mithat Efendi‘nin “Menfa”
            Muallim Naci‘nin “Ömer’in Çocukluğu”

Servet-i Fünun Döneminde;
Ahmet Rasim‘in “Eşkal-i Zaman”, “Falaka” ” Maharir “,”Şair “
Halit Ziya‘nın “Kırk Yıl”, Saray ve Ötesi
Hüseyin Cahit Yalçın‘ın : ” Edebi Hatıralar”.

Son Dönem Edebiyatında;
Yakup Kadri: “Zoraki Diplomat, Vatan Yolunda , Gençlik ve Edebiyat Hatıraları”,“ Anamın Kitabı”
Ruşen Eşref Ünaydın : ” Atatürk’ü Özleyiş”
Falih Rıfkı Atay : “Çankaya””Zeytindağı”
Halide Edip : “Türk’ün Ateşle İmtihanı”, “Mor Salkımlı Ev”,
Yahya Kemal: ” Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım “
Yusuf Ziya Ortaç ” Porteler,” Bizim Yokuş”
Ahmet Hamdi Tanpınar : ” Kerkük Anıları”
Samet Ağaoğlu: ” Babamın Arkadaşları”
Salah Birsel : “Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu”
Halikarnas Balıkçısı : ” Mavi Sürgün”
Oktay Rıfat : “Şair Dostlarım”

Ayrıca, son dönemde, Celal Bayar, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Rauf Orbay gibi siyasi kişilerin yazdıkları anılar, yakın tarihimizi aydınlatması bakımından önemli eserlerdir.

ANI İLE GÜNLÜĞÜN BENZER VE FARKLI YANLARI

1 – Anı da günlük gibi bir kişinin başından geçen gerçek yaşantılardan kaynaklanan yazı türüdür
2- Günlük yaşanırken anı ise yaşandıktan sonra yazılır
3 – Anılar, yazarların yaşlılık çağlarında yazdıkları ve yaşamları boyunca karşılaştıkları olayları nesnel bir şekilde ortaya koyan yazılardır Günlükler ise daha öznel, derin, içten ve ruhun derinliklerinden kopup gelen Anlık duygu ve düşünceler hâkimdir.
4 – Anı yazılarının anlatım açısından kurgusal niteliklere sahip olduğunu da söyleyebiliriz Günlükler ise kurgudan uzak yoğun düşüncelerin toplamıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir